AB mültecilere karşı vahşileşti.....

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Avrupa'ya sığınmacıların geçişini engellemek için düzenlediği operasyonlarda 2 bin mültecinin öldüğü açıklandı. Mülteci hakları kuruluşları ve BM raporlarından yapılan analize göre mültecileri geri itme yöntemleri daha da vahşileşti.

<AB mültecilere karşı vahşileşti.....

İngiliz yayın kuruluşu Guardian, sivil toplum ve mülteci hakları kuruluşları tarafından derlenen veriler ve Birleşmiş Milletler raporlarını analiz ederek Covid-19 salgını sırasında mülteci geçişlerinin engellenmesinin düzenli hale geldiğini, acımasız taktikler kullandığını ve yöntemlerin daha vahşileştiğini gözler önüne serdi. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin mültecilere yönelik bu acımasız yöntemlerinin AB sınır ajansı Frontex tarafından da desteklendiğine dikkat çekilen analizde, AB ülkelerinin, gözaltı veya nakliye sırasında saldırıdan vahşete kadar çeşitli yasadışı taktikler kullanarak binlerce göçmene yönelik geri püskürtmelerinin direkt ya da dolaylı yaklaşık 2 bin insanın ölümüne yol açtığı belirtildi. AB ülkelerine yönelik suçlamalar, AB'nin dolandırıcılıkla mücadele izleme örgütü Olaf'ın sınır polisi Frontex hakkında taciz ve yasadışı operasyonlarla ilgili soruşturma açtığı bir döneme denk geldi. Uluslararası Göç Örgütü'ne göre, 2020'de yaklaşık 100 bin göçmen Avrupa'ya deniz ve karadan geldi, bu rakam 2019'da yaklaşık 130 bin ve 2017'de 190 bindi.

Geri itmeler için özel gemiler tutuldu

Mülteci sayılarında düşüş eğilimine rağmen 2020 Ocak ayından itibaren İtalya, Malta, Yunanistan ve İspanya göçmenlere yönelik tedbirlerini arttırmaya başladı. Koronavirüs salgınını durdurmak için sınırların kısmen veya tamamen kapatılmasından bu yana, bu ülkeler AB üyesi olmayan ülkelere para ödedi ve denizde tehlikede olan tekneleri durdurmak ve yolcuları gözaltı merkezlerine geri püskürtmek için özel gemiler görevlendirdi. İnsanların dövüldüğüne, soyulduğuna, sınırlarda çıplak soyulduğuna veya denizde bırakıldığına dair defalarca rapor alındı. Danimarka Mülteci Konseyi (DRC), AB'nin karadan en uzun dış sınırına sahip olan Hırvatistan tarafından 2020 yılında yaklaşık 18 bin göçmenin komşu ülke Bosna'ya zorla geri püskürtüldüğünü açıkladı. Son bir buçuk yıldır Hırvat polisi tarafından kırbaçlandığı, soyulduğu, cinsel istismara uğradığı ve çıplak soyulduğu iddia edilen göçmenlerin ifadelerini toplayan Guardian, Hırvat polisi tarafından bazı Müslüman göçmenlerin başlarına kırmızı boyayla haç çizildiğini de kaydetti.

Yunanistan'ın suçları da raporlarda

Batı Balkanlar'da geri itmeleri takip eden 13 sivil toplum örgütünün koalisyonundan oluşan Sınır Şiddetini Takip Ağı (BVMN), 2020 Ocak ayından bu yana Yunanistan'ın sığınma isteyen 6 bin 230 göçmeni sahillerinden ittiğini ortaya koydu. Göçmenlere orantısız ve gereksiz güç kullanıldığına işaret eden BVMN, mültecilere yönelik şiddetin yeni normale dönüştüğünü belirtti. BVMN insanların çıplak bir şekilde uzun süreli dayaklara maruz kaldığını, suda bırakıldığını, kadın ve çocuklara metal sopalarla fiziksel şiddet uygulandığını, mülteci teknelerine ateş açıldığını kaydetti. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre, İtalya da 2017'den beri yaklaşık 15 bin 500 sığınmacıyı Libya'ya geri itti. Bu zorla geri itmelerde yüzlerce kişinin boğularak hayatını kaybettiği raporlara yansıdı.

Gerçek ölüm sayıları çok daha fazla

"Yüzlerce kişinin boğulmaya bırakıldığı zorla geri itme operasyonları artın bir rutin haline geldi" diyen denizde tehlike altında olan göçmenler için bir yardım hattı olan Alarm Phone'dan bir sözcü, "Asla resmi olarak açıklanmayan çok sayıda gemi enkazını belgeledik ve bu nedenle gerçek ölüm sayılarının çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Çoğu durumda, Avrupalı sahil güvenlik görevlileri yanıt vermeyi reddetti. Çoğunlukla miltecilerin denizde boğulmasına göz yummayı ya da hayatlarını kaçmak için riske attıkları yere geri göndermeyi seçtiler. Tüm Avrupalı yetkililer sorumluluğu reddetmeye çalışsalar bile, bu kitlesel mülteci ölümlerinin, hem eylemlerinin hem de eylemsizliklerinin doğrudan bir sonucu olduğunu biliyoruz. Bu ölümler Avrupa'da'' şeklinde konuştu.