ZİNDANDA GEÇEN YILLAR I.....

            Prof.Dr.Haydar Baş hocamızın ,“İmam Musa Kazım” eserinden ‘İmam Musa Kazımın  Zindanda geçen yılları’ ile ilgili şu bilgileri veriyor: Ali b. İsmail’in ihaneti neticesinde, saltanatını korumak için İmam Kâzım’ı ortadan kaldırmayı planlayan Hârun Reşid, o sene Medine’ye gitti. Medine’nin girişinde kendisini karşılamaya gelenler arasında İmam Kâzım (a.s.) da vardı. Rivâyete göre, Hârun Reşid, Hz. Peygamberin kabri başında ona şöyle niyaz etti:

  ZİNDANDA GEÇEN YILLAR I.....
Mimar Gökhan Demir

  ZİNDANDA GEÇEN YILLAR I.....

  “Ya Resûlallah (s.a.a), yapmak istediğim iş için senden özür diliyorum. Mûsâ b.Ca’fer’i hapsetmek istiyorum. Çünkü o, Senin ümmetin arasında ikilik çıkarıp kanlarını dökmek istiyor.”Bu niyazdan sonra İmam’ın yakalanıp, hapsedilmesini emretti.İmam’ı camide yakalayarak,ellerini zincirlediler.Gördüğü bu muamele karşısında İmam Kâzım’ın,“Sana şikâyet ediyorum ya Resûlallah (sallallahu aleyhi ve âlihi)” dediği rivâyet edilir. (Uyûn-i Ahbari’r-Rızâ, c.1 s 85, hadis 10)

Hârun Reşid’in yanına getirdiler. Üstü kapalı iki araba hazırlattı, birini Kûfe tarafına, diğerini Basra yönünde aynı anda yola çıkardı. Amacı, İmam’ı nereye yolladığının gizli kalmasını sağlamaktı. İmam Kâzım’ı Basra’ya gönderdi ve İmam Kâzım için zindan günleri başlamış oldu. Muhammed b. İsmail, zindanda çektiği çileler ile ilgili şöyle ri­vâyet etmiştir: “Mûsâ b. Ca’fer zindandan Hârun Reşid’e şunları yazmıştı: Benim musibet ve belâ ile eksilen her günümle birlikte senin de nimet ve bolluk içinde yaşadığın bir günün eksilmektedir. Sonunda hepimiz sonu gelmeyen bir günde buluşacağız. Ve o gün bâtıl ehli olanlar büyük bir hüsrana uğrayacaklardır.” (Tarihu’l-Bağdadî,c.13,s.32;el-Bidâye ve’n-Nihâye,c.10,s.183)

  Ebû’l-Ferec İsfahanî,Hârun’un, Resûlullah’ın kabri başındaki konuşmasının ardından, İmam Kâzım’ın Basra’ya gönderildiğini yazar. (Makâtilü’t-Tâlibîn, s. 335)

  İmam Mûsâ b. Ca’fer Basra’ya giderken yolda Abdullah b. Mer­hum el-Ezdî ile karşılaşır. İmam, ona kendinden sonraki İmam olan oğlu Rızâ’ya verilmek üzere bir mektup emanet eder. El-Ezdî’ye, bu mektupla, Rızâ’nın, yerine geçecek İmam oldu­ğunu bildirmesini emreder. (Uyûn-i Ahbari’r-Rızâ, c. 1, s. 27, hadis 13)

  İmam Mûsâ Kâzım’ın, ibret dolu hayatında, zindanda geçirdiği günlerin ayrı bir değeri vardır. O, nerede ise, Cenab-ı Hakka, zindana atıldığı için şükrederek bu çileyi mükâfata çevirmiştir. Basra zindanında şöyle şükrettiği rivâyet edilmektedir: “Allah’ım! Sen de biliyorsun ki, ben daha iyi ibâdet yapabil­mek için Senden uygun yer istemiştim. Bana bunu nasip ettiğin için Sana şükürler olsun.” O kadar uzun secdeleri olurdu ki, sabah namazından öğle ezanı­na kadar secdede dua ediyordu. (Bihâru’l-Envâr,c 48,s.107 )

   İmam Kâzım (a.s.), Basra’da, Vali İsâ b. Ca’fer b. Mansur’a tes­lim edildi. Ve burada bir sene zindanda kaldı. Bağdat günlerinde, İmam’a inanan âlimler gizlice yanına gele­rek ilim öğrenmeye devam ettiler. Yasin ez-Zeyyat ed-Darir el-Bas­rî, zindanda onunla buluşma şerefine ermiş ve hadis nakletmiştir. (en-Necaşî, s. 453, no: 1227  )

  Bir yıl sonra Hârun, İsâ’ya bir mektup yazarak onu öldürmesini emretti. Ancak danışmanları, valiyi, bu işin tehlikeli olduğu konu­sunda uyardılar. Vali, Hârun’a bir mektup yazmaya karar verdi: “Bir yıl boyunca Mûsâ b. Ca’fer’i hapiste izlettim. Gece-gündüz ibâdetle, namaz kılmakla uğraşıyor. Yaptığı duaları dinlettim. Ne senin, ne de benim hakkımda kötü isteklerde bulundu. Kendisi için de Allah’tan sadece affedilmeyi diliyor. Şimdi birini gönder, Mûsâ b. Ca’fer’i teslim alsın, yoksa ben onu serbest bırakacağım.” (el-İrşad, s. 351)